Daha öncede bir köyde görev yapmıştım.Köy halkı, ekmeğimi sabah kapıma getirirlerdi.Çok mahçup olurdum.Öyle sıcak insanlardı..
Daha önce yaşadığım gibi, burada da çocuklarla ilgili aynı sorunlarla karşılaştım.İngilizce öğretmeye çalıştığım çocuklar daha kendi dillerini bile düzgün kullanamıyorlar.Bu onların değil eğitimcilerin suçu diye düşünerek öncelikle dilimizi düzgün konuşsunlar diye belirli günlerde türkçe-ingilizce kelime dersleri yapıyoruz.Ders boyu hiç oturmuyorum.Kendilerini ifade etmeyi öğrensinler diye, sürekli onları konuşturmaya çalışıyorum.
Sınıfta birkaç haylaz öğrencim var."Dersi kaynatma" ifadesi vardır ya onun için çaba gösteriyorlar.Onlara da hazırlamaları için ödevler veriyorum.Sorumluluk alsınlar diye.
Dün o öğrencilerimden birisini bahçede gördüm.Kalabalık bir arkadaş grubunu yanına toplamış, elinde de bir kibrit kutusu...
-Hasanali ne yapıyorsun?, dedim.
-Karıncaları dövüştürüyorum öğretmenim.
-Nasıl yani? dediğimde.Kibrit kutusunu açarak, içindeki karıncaları gösterdi.Yaklaşık 100 tane karınca vardı kibrit kutusunda.Siyah iri karıncalar ve Sarı Minik Karıncalar..
Gerçektende kavga eder gibi bir halde birbirlerine girmişlerdi.
Bu duruma gülmelimiyim, üzülmelimiydim bilemedim.
Hayvanlara eziyet etmemesi gerektiğini anlattım.Pek anladığını sanmıyorum ama anlayana kadar sevgiyle, sabırla anlatmalıyım doğruları...
3 yorum:
Karınca dövüştürmeyi kim öğretmişki ona, hey Allah'ım böyle bir oyun mu varmış. Konuşma dillerine gelince aile içinde nasıl konuşuluyorsa öyle gidiyor. Umarım çabalarını boşa çıkarmazlar.
güldüm bende Tuana:)benim miniklerde öyle cevaplar verıyorlar kı gülüyorum öğrencilerime.çok şirinler:)senıde taktır ettım ne guzel bır emek harcıyorsun.harıkasın.o kadar önemlı kı onları eğitmek.sevgiler
Birileri anlatsın;çok teşekkür ederim.İnşallah zamanla düzelteceğiz konuşmalarını..
Tülin;teşekkür ederim :)
Yorum Gönderme